Kutsal Ruh Teoloji & Doktrin

Kutsal Kitap, Kutsal Ruh İçin Kişi Zamirlerini Kullanır

Kişilerden bahsederken ben, sen, o gibi kelimeler kullanırız. Bu kelimelerin tabi ki de, kişiliği olmayan nesneler veya şeyler için de kullanıldığı durumlar vardır. Gemiler, arabalar veya kilise için cinsiyet belirten terimler kullanırız. Genelde bu kullanım, kolayca anlaşılabilen şekillerde olur. Kişileştirme, şiirsel anlatımlar için de yararlı bir araçtır.

Bununla birlikte Kutsal Yazılar, Kutsal Ruh için kişi zamirleri kullanırken, bu zamirleri şiirsel metinlerde değil, öyküsel ve öğretici metinlerde kullanır. Elçilerin İşleri 13:2’de şöyle okumaktayız: Bunlar Rab’be tapınıp oruç tutarlarken Kutsal Ruh kendilerine şöyle dedi: “Barnaba’yla Saul’u, kendilerini çağırmış olduğum görev için bana ayırın.

Burada kullanılan bana sözcüğünün Kutsal Ruh’u temsil etmesi dikkatimizi çekmektedir. Aynı zamanda bu metinde, Kutsal Ruh’un konuşup akıllı ve amaca yönelik bir yönlendirmede bulunması da dikkatimizden kaçmıyor. Buna benzer bir durumu Yuhanna 15:26’da görüyoruz: “Baba’dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba’dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek.

Bu bölümde İsa, Kutsal Ruh’tan bir kişi olarak bahsetmektedir. Bazı bilginler, bu metindeki Yardımcı kelimesinin Grekçesi’nde, erkek cinsiyetinden bahsetmediğini ve dilbilgisi kurallarına göre zamir ile ismin cinsiyet konusunda birbirine uyum sağlaması gerektiğini söyleyebilir. Bunun yanında, cümlenin ortasında, Kutsal Ruh için nötr bir cinsiyet kullanan bir yan cümlecik de vardır (“yani Baba’dan çıkan Gerçeğin Ruhu…”). İngilizce metinde bu ifadenin hemen ardından He kelimesi gelmektedir. Eğer yazar, Kutsal Ruh’un, kişisel olmayan, nötr bir kuvvet olarak düşünülmesi gerektiğini kastetmiş olsaydı, erkekler için kullanılan He zamirini, nötr bir isimle böylesine yan yana kullanmaya gerek duymazdı.

Bu durum, Yuhanna 15’te açık değilse bile, Yuhanna 16:13’te cam gibi nettir: Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek.

Bu bölümde, dilbilgisi açısından kişi zamiri kullanılmasına gerek duyulmasa da, İsa bu öğretici metinde, Kutsal Ruh’un bir kişi olduğunu belirtmek istemektedir.

BİZLER, KUTSAL RUH İLE KİŞİSEL BİR İLİŞKİYE ÇAĞRILIYORUZ
Kutsal Yazılar bizi, Kutsal Ruh’a “iman etmeye” çağırmaktadır. Bizler Baba’nın ve Oğul’un adıyla olduğu gibi Kutsal Ruh’un adıyla da vaftiz edilmekteyiz. Kutsal Ruh, bir dua hedefidir. İmanlılar, dua ederken “nesnelere” hitap etmemelidirler. Böyle bir hareket, bir putperest eylemidir. Bizim sadece, kişisel olan Tanrı’ya hitap etmemiz gerekir.

Pavlus’un Yeni Antlaşma’daki bereket sözü, Kutsal Ruh’un paydaşlığı ve kardeşliğini içermektedir: Rab İsa Mesih’in lütfu, Tanrı’nın sevgisi ve Kutsal Ruh’un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun. (2.Korintliler 13:14)

Yeni Antlaşma bize, Kutsal Ruh’a karşı günah işlememizi, Kutsal Ruh’a karşı direnmememizi ve Kutsal Ruh’u kederlendirmemizi öğütlemektedir. Kutsal Ruh, kendisini hoşnut edebileceğimiz veya gücendirebileceğimiz, sevebilen veya sevilebilen ve de kendisiyle kişisel bir kardeşliğe sahip olabileceğimiz bir kişi olarak anlatılmaktadır.

KUTSAL RUH KİŞİSEL GÖREVLER SERGİLER
Kutsal Ruh, bizimle bir kişi olarak ilişki kurar. Bizlere ve bizler için, genelde kişisel çalışmalarla alakalı olduğumuz şeyleri yapar. Bizlere öğretir. Bizi teselli eder. Bize rehberlik eder. Bizi teşvik eder.

Bu işler bazen, kişiliği olmayan nesneler tarafından da yapılabilir. Yıldızlar, gemicilere “rehberlik” eder. Güzel bir gün batımı seyrederek rahatlayabiliriz. Ancak bu tür bir rahatlık, bilinçli veya bilinçsiz olarak, “bu günbatımının ardında bu günbatımının Kişisel Ressamı vardır” şeklinde düşünmeye dayalı bir seyirden türemiştir. Bizler, doğal nesneleri inceleyerek bir şeyler “öğrenebiliriz” ancak bu yalnızca benzetme yöntemiyle olur.

Kutsal Ruh’un teselli etme, rehber olma, öğretme…vb. yöntemleri, kişisel bir yolla olur. Kutsal Kitap, Kutsal Ruh bu görevleri yaparken, Kutsal Ruh’un işleyişinin akıl, irade, duygu ve güç içerdiğini söyler. Kutsal Ruh araştırır, seçer, açıklar ve öğüt verir. Yıldızlar ve günbatımı bu şekilde davranmazlar.

Özetle şu sonuca varıyoruz, Eğer Kutsal Ruh sevilebiliyor, tapınılabiliyor, gücendirilebiliyor, kederlendirilebiliyor veya O’na karşı günah işlenebiliyorsa, Kutsal Ruh’un bir kişi olması gerekir.

Fakat geride hala şu soru kalmaktadır: Kutsal Ruh farklı bir kişi midir? Baba Tanrı’dan ve Oğul Tanrı’dan ayırt edilebilen bir kişiliğe mi sahiptir? Kutsal Kitap’ın Kutsal Ruh için söylediği tüm kişisel nitelikler, Baba’nın kişiliği için de gerçekten geçerli midir? Kutsal Ruh, Baba’nın sadece bir görünümü müdür?

Bu sorular, doğrudan, bizim Tanrı’yı nasıl düşünmemiz gerektiği sorununu ortaya çıkarır. Bir Tanrı’ya mı yoksa üç Tanrı’ya mı inanıyoruz? Kutsal Ruh’u ayrı bir kişilik olarak düşünmeye başladığımız an, zor bir kavram olan Üçlü Birlik gizemi davetsiz bir şekilde düşüncemize girer. Kutsal Ruh’un sadece bir kişilik olmadığı; tanrısal bir kişilik olduğu; Tanrı olduğu, kilisenin geleneksel inancıdır.

R.C. Sproul, Kutsal Ruh Gizemi

Bu yazıda geçen konular:

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın